Alman fikir kuruluşu Bilim ve Siyaset Vakfı (SWP), Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni değerlendirdiği bir rapor yayımladı. Raporda, yeni hükümet sistemiyle beraber AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurumlar üstünde “neredeyse sınırsız ve denetimsiz” bir güce haiz olduğuna yer verildi. “Cumhurbaşkanı’nın siyasal manevra alanının parlamenter sistemde olduğundan daha da dar hale geldiği” gözlemine yer verildi.
“Yeni sistem, ulaşılacağı söylenen hedeflerin gerçekleştirilmesinde başarısız oldu” değerlendirmesine yer verilen araştırmada, gelinen noktada bugün Erdoğan’ın “iktidarı muhafaza etme mücadelesi yürüttüğü” aktarıldı.
‘MİLLETVEKİLLERİ KRİMİNALİZE EDİLİYOR’
DW Türkçenin haberine bakılırsa raporda, yasamanın zayıfladığı, karşıcılık milletvekilleri üstünde de baskıların arttığı vurgulanıyor. Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılıp kriminalize edildiklerine işaret edilen araştırmada, “Anayasa açıkça ihlal edilerek, mecliste yapılmış konuşmalar bile, kanunların esnek bir halde yorumlandığı, gerçeklerin çarpıtıldığı, ceza kovuşturmalarına yol açabiliyor” tespitine yer verildi.
Giderek artan siyasallaşmanın yargıya da büyük zarar verdiği belirtilen, “yargı mensuplarının bağımsız karar almaktan korkar hale geldiklerine” dikkat çekilen raporda, Türkiye’deki yeni sistemle bürokrasinin de “büyük seviyede felce uğramış olduğu” aktarıldı.
MHP’YE YAKIN İSİMLER GETİRİLDİ
Araştırmaya bakılırsa son dönemde AKP’ye seçmen desteği azalırken, Erdoğan’ın iktidarda kalabilmek için MHP’ye olan bağımlılığı daha da artıyor. Raporda, Erdoğan’ın İslamcı kesimdeki destekçilerini de kaybetmekte olduğuna yer verildi.
AKP’nin, iktidarının ilk yıllarında bilhassa polis, yargı, danışma ve orduda terör örgütü FETÖ lideri Gülen destekçilerine yolu açtığına, darbe girişimi sonrasında ise bu kesimin tasfiyesine yöneldiğine işaret edilen raporda, son dönemde bu görevlere “aşırı muhafazakâr dini tarikat mensupları” ya da MHP’ye yakın adların getirildiğine dikkat çekildi.
Kurallara riayet etmek ve yansız kalmaktan uzak bu yeni kadroların vasıflarının da yetersiz olduğu anlatılan raporda, kamu bürokrasisinin giderek siyasal hale gelmesiyle, kamu görevlisi olmak ile parti üyesi olmak arasındaki sınırların da neredeyse ortadan kalktığı kaydedildi.
“U-DÖNÜŞÜ”
MHP’nin Türk siyasetinde değişen görevi ve devlet kurumlarında artan ağırlığının da incelenmiş olduğu araştırmada, Erdoğan’a geçmişte sert karşıcılık eden Bahçeli’nin darbe girişimi sonrası sunmuş olduğu desteğin nedenlerine de yer verildi. Bahçeli’nin bu tutumu “U-dönüşü” olarak nitelendirildi.
…
Kaynak Bağlantısı : Cumhuriyet